top of page

Modası Geçmeyen Moda: Başak Dizer Tatlıtuğ

Başarılı moda tasarımcısı ve stilist Başak Dizer Tatlıtuğ, hızla gelip geçen trendlerden ziyade zamansız parçaların ve bilinçli tüketimin ön planda olacağı bir moda dünyası hayal ediyor. MQ’nun zamansızlık sayısı için Hakaan Yıldırım’ın özgün parçalarına hayat veren Dizer Tatlıtuğ ile moda ve hayat üzerine konuştuk.




Uzun yıllar erkek moda tasarımcısı olarak çalıştıktan sonra birçok projede erkek styling’i yaptınız. Bir erkekle stil çalışmanın zorlukları neler?


Aslında bir erkekle stil çalışmanın kolaylıkları kadına göre çok daha fazla. Öncelikle moda çok hâkim olmadıkları bir konu olduğu için tam teslim oluyorlar. Senin fikirlerini merak ediyor, erkek modasındaki yenilikleri dinliyor ve heyecanlanıyorlar. Çünkü onlar için aslında hayatı kolaylaştırıyorsun. Sonuçta daha farklı, yeni, taze bir stille onları tanıştırdığın için memnun oluyorlar. Kendi kalıplaşmış gardıroplarından farklı tarzlar denemiş oluyorlar. Aynada çok farklı, yeni, cool bir erkek görüyorlar. Bu değişimi onların duruşlarında, bakışlarında ve yüzlerinde görmek çok güzel bir his. Çok zevkle çalışıyorum. Tek sıkıntı, çok fazla olmazsa olmazları var. Kadınlar gibi her yeniliğe açık değiller. Ben bol giymem, dar giymem, asla kırmızı giymem, kravat takmam gibi. Bir de genelde her erkek bedenini olduğundan büyük sanıyor; asla bedenini tam tutturan bir erkek yok. Kaç beden giydiklerinden tam emin olamıyorlar. Sadece ayak numarası belli.


Hızlı modanın hâkim olduğu bir dünyada, modern klasik tarz, modaya daha bilinçli ve anlayışlı bir yaklaşımı teşvik ediyor. Nicelik yerine nitelik, bireyleri sadece bugün moda olan değil, gelecek yıllarda da geçerliliğini koruyacak parçalara yatırım yapmaya teşvik eden bir mantra haline geliyor. Bir stilist olarak siz zamansızlığa nasıl bakıyorsunuz? Modada zamansız parçalar gerçekten var mı yoksa bu bir pazarlama stratejisi mi?


Zamansız parçalar var ve ben bunları çok seviyorum. O yüzden tam bir 2. el ve vintage delisiyim. Gittiğim yeni ülkelerde, şehirlerde vintage mağazaları ya da pazarları arayıp zamansız aksesuar, gözlük kemer, deri ceket, ipek gömlek ve denimparçalar bakıyorum Zamansız dediğimiz tarzın artık zaten tüm moda endüstrisini ele geçirmesinin zamanı gelmemiş miydi? Bu bir trend değil artık; genel bir eğilim, yeni bir devir. Öte yandan tüketime baktığımızda elbette hızlı modanın dezavantajlarını görüyoruz. Bu kadar çok tüketilmesi ve trendlerin bu kadar hızla değişmesi artık beni çok rahatsız ediyor. Beş-on yılda bir değişen eğilimler, ana trendler, kesimler, kalıplar normal sayılabilir ama değişim süreci 6 ay gibi kısa sürelere evrildiğinde beraberinde çok büyük bir tüketimi getirmesi de kaçınılmaz oluyor.






İnsanlar neden zamansız modaya yatırım yapmalı?


Kendileri için, dünya için, doğa için ve çocukları için. Moda endüstrisinde çok fazla doğal kaynak kullanılıyor. Buna bilinçsiz alışverişle destek olmamak gerektiğini düşünüyorum. İkinci el kıyafet tercih ve teşvik ederek yeni üretimin önünü kesmek, artık giymediğimiz kıyafetleri dönüşüme sokmak gibi destekler sağlayabiliriz. Zamansız moda kalıcı bir akım haline gelirse bu bilinç daha büyük kitlelere ulaşır. Böylelikle en iyi kaliteyi az miktarda alıp uzun yıllar kullanabiliriz. Ben bundan yanayım.


Modanın cinsiyet kalıplarıyla olan bağını nasıl değerlendiriyorsunuz? Erkek modası ve kadın modasısizce aynı yaratım sürecinin parçası mı?


Maalesef değil. Kalıplar ve kesimler için bunu söyleyebiliriz, bayağı paralel gidiyor. Ama iç işlerinde tamamen farklı donelerle tasarım yapılıyor. İstekler ve beklentiler farklı, satın alma eğilimi farklı, satış bile farklı. Her ne kadar unisex modası bu yaratım içinde özellikle sokak giyiminde kadın-erkek paralelliği ile geniş bir yer alsa da o sene moda olan erkek trendleri ile kadın trendleri birbirinden çok farklı.


Büyük mücevherler raflara kalkarken temiz ve doğal makyajların ön planda olduğu bir sezonu geride bıraktık. Sessiz lüks hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu ekonominin getirdiği bir finansal gerileme mi yoksa bir trend mi?


Sessiz lüks şu an bir ihtiyaç. Uzun süredir var olan boşluktan dolayı kendine yer bulacaktır. Bazı moda akımları fazla dozajda olunca hemen akabinde tam tersi bir eğilim ihtiyacı doğuyor. 3-4 senedir yani toplam 8 sezondur logolarla markalarla yatıp kalktığımız için sessiz lüks çok özlendi ve kendine tabii ki yer bulacak.


Oldukça zarif bir tarzınız var. Siz kendi stilini nasıl tarif edersiniz?


Ben artık sakin, yalın, az renkli kombinasyonlar yaptığım için aslında pop ama renk ve kesimlerden dolayı da aynı zamanda klasik bir stilim olmuş oluyor. Rahat kombinlenen, hem gardırobumu hem de kafamı rahatlatan bir tarza döndüm. Bunca sene moda endüstrisi içinde tasarımcı ve stilist olarak çalışınca inanın kendinize alışveriş hevesiniz kalmıyor. Az, öz, sakin ve kaliteli bir gardırobum olsun istedim. Tam da zamansız moda akımına denk düştü. Öncelikle çok fazla ürün almamak için dolaptaki renk skalamı daralttım. Siyah, beyaz, ekru, bej, kırmızı ve elektrik mavi gibi ana renkler dışına çıkmıyorum uzun zamandır. Benim için kalıp ve kesim trendleri çok önemli. Kalıp ve kesimde modayı yakından takip ediyorum. Renk, detay, desen, aksesuar trendleri olarak olmazsa olmaz klasiklerim var. Onlar da dediğim gibi 5-10 sene içinde ancak değişiyor.


Dizi styling’i sizinle başladı diyebiliriz. Aşk-ı Memnu’da neredeyse giyilen her bir parça ikonlaştı. Yıllar geçmesine rağmen pek çok işiniz hâlâ ekranlarda. Bu iş planı nasıl oluştu?


Aşk-ı Memnu’da ortağım ve yakın arkadaşım Deniz Marşan ile Türk moda endüstrisinde yeni bir iş kolu yarattık aslında... Daha önce kostüm ekiplerinin yaptığı kıyafetler artık başroller için stilistler tarafından yapılıyor oldu. O yüzden Aşk-ı Memnu bizim için de Türkiye’deki moda tasarımcıları ve markalar için de önemli bir iş oldu. Biz o sırada ne son moda ve yeni marka ise, yurt dışından gelen yeni hangi marka varsa onun işbirliklerini ayarladık ve başrollere giydirdik. İstanbullu gün görmüş varlıklı bir aile nasıl giyiniyorsa, hangi telefonu kullanıyorsa, nasıl takı takıp, hangi marka çanta taşıyorsa ona göre birebir düzenlemeler yaptık; bu yüzden farklı bulundu. Bütün markalar gerçekti. Bütün mücevherler gerçekti.


Kariyerde başarı yetinmeyi öğretiyor mu? Yoksa bu ileriye doğru akan ve bitmeyen bir süreç mi?


Buna kariyerde yetinme demeyelim de kariyerinde kendi deneyimlerine yeni deneyimler ekleme heyecanı hiç geçmiyor diyelim. Ben ve Deniz’in yeni girişimler konusunda içimiz hâlâ kıpır kıpır, yeni neler yapabiliriz diye durmadan konuşuyoruz. Bu başarı getirir ya da getirmez onu bilmiyorum ama bizim hâlâ bu ülkede moda adına yapılacak yeni şeylerde kalbimiz çarpıyor.


Zamanı kavramada ebeveynliğin ilginç bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Annelik sizi ve zaman algınızı değiştirdi mi?


Zaman kavramına ebeveynlik açısından bakarsak eski ve yeni arasında büyük bir fark var benim için. Anne olmadan önceki “eski”ye baktığımda çok yoğun bir tempom olduğundan zaman asla yeterli gelmiyordu. “Yeni” dönemimdeyse aslında daha çok farklı şey yapıyorum ama daha az yoruluyorum galiba... Bunun nedeni de çocuk sahibi olmanın bana verdiği tatlı bir huşu hali sanırım.


Bu çekimde Hakaan Yıldırım’ın “Moon / Hakaan Yıldırım” koleksiyonundan parçalar giydiniz. Koleksiyon hakkında ne düşünüyorsunuz?


Hakaan Yıldırım’ın bu koleksiyonunu iki yıldır takip ediyorum; çok rahat ulaşılabilen, doğru kodlanmış, hem bir couture havası olan hem oldukça pop, genç bir koleksiyon. Son moda trendlerini de yakalayan ve çok geniş bir kitleye hitap edecek bir çizgisi var. Yani hem kaliteli kumaşlarıyla ve çizgisiyle bir Hakaan Yıldırım eli değiyor, hem daha kolay ulaşılıyor.


Hakaan Yıldırım ile aynı zamanda eski dostsunuz. Sizin için çok özel bir Hakaan Yıldırım parçası var mı?


Daha birkaç ay önce Altın Kelebek 2017’de giydiğim Hakaan tasarımlı siyah gece elbisemi bir arkadaşımızın düğününde giydim. Harikaydı. Dolabımda pek çok Hakaan Yıldırım parçası var. Şanslıyım, beni düşünerek diktiği kıyafetleri de var ve onları gözüm gibi saklıyorum. 2003 yılından beri tanışıyoruz, onu çok seviyor ve ilham alıyorum. Çok sofistike bir çizgisi var. Maskülen ve feminen detaylar onun kadınında çok dengede. Çok yetenekli, gerçek sanatçı diyebileceğim moda tasarımcılarından. Bence Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli moda tasarımcılarından biri.

Comments


bottom of page