Çok uzun yıllar önce, Aralık ayının karla kaplı günlerle geçtiği zamanların birinde, aylarca hayalini kurduğum yılbaşı öncesi yataklara düşecek kadar hasta olmuştum. Hayalini kurardım çünkü her biri ile ayrı yerlerde yaşadığım ve çok sevdiğim teyzemlerle beraber anneanne evinde geçirdiğimiz uzun tatillerin en güzeliydi hep. Yılbaşı ağacını beraber süsler, birbirimize hediyeler alır, kütük şeklinde yapılmış çikolatalı pastayı yerdik. Kar yağardı, hayat değişmeye ihtiyaç duymayacak kadar sakin ve mükemmel görünürdü gözüme.
Hasta yatağıma küçük teyzemin getirdiği o pastanın tadını hala hatırlıyorum. Sonra aradan çok kışlar, yıllar, hatıralar geçti. Teyzemlerin hepsini sevmeye devam ettim ama o mükemmel zamanlar geride kaldı. Çocukken yenen o pastanın hatırına bu sayıdaki seçki, çocukluğumuzdan bugünlere bizi mutlu eden kitaplar, güzel ve yalnız kış ülkemizde.
Küçük Kadınlar (Louisa May Alcott)
Eğer okumayan ve çocuklarına okutmayan varsa, tam da zamanı; dünyanın en güzel ve asla zamana yenilmeyen klasiklerinden olan Küçük Kadınlar, bir Noel akşamı başlar ve bir sonraki Noel’de biter. Ailenin kadınları; erkek çocuğu gibi davranan ve yazar olmayı kafaya koymuş Jo, daha ışıltılı hayatların hayalindeki Meg, narin Beth ve biraz şımarık ama romantik Amy’den oluşan March kardeşler ve anneleri, hep birlikte, babaları savaştayken yoksullukla mücadele eder. Ailenin önemi, farklı karakterlerde olsalar da kardeşlerin birbirine bağlılığı, sükunet, kadınların var olma mücadelesinin zorluğu ve ne olursa olsun huzurun romanı olan Küçük Kadınlar, ilk yayınlandığı 1868 yılından bu yana her dilde, her ülkede yüzyılı aşkın süredir bu zamanların romanı hala. Çok fazla yayınevi tarafından Türkçesi basılsa da önerim İş Bankası Yayınları tarafından yayınlanan tam metnin çevirisi.
Bir Noel Anısı (Truman Capote)
Truman Capote belki hayatı boyunca hiç mutlu olmadı; neredeyse tamamen yalnız geçen çocukluğunun, geçmişinin onda bıraktığı izleri silmek için partilere, şaşaalı gecelere, güzel insanların arkadaşlığına sığındı. Capote’nin belki de en duygusal hikâyelerinden olan A Christmas Memory, otobiyografik öğelerle bezeli ve yazarın çocukluğundaki ender mutlu anlara odaklanıyor. Yedi yaşındaki anlatıcı ve çok yaşlı kuzeninin neredeyse ikisine ait küçük bir dünya kurdukları Noel zamanlarını anlatan A Christmas Memory, yoksul olsalar da ellerindekiyle mutlu olabilen, aralarında onlarca yaş olsa da arkadaş olabilen iki kişinin hikâyesi. Artık büyüyen ve başka hayatlara yürüyen küçük çocuk ve hafıza kaybı nedeniyle giderek onu hatırlamakta zorlanan arkadaşının buruk ve güçlü anıları, tiyatroya ve televizyona da uyarlanmıştı.
Noel Kekinin Gizemi (Agatha Christie)
Agatha Christie ne yazsa okunur, ama Noel hikayeleri yazmışsa daha da güzel okunur. Üstelik yazarın en sevilen iki kahramanı, Hercule Poirot ve Miss Marple da ilk kez aynı kitaptaki hikayelerin kahramanlarıysa... Orijinali 1960 Noel’i için basılan altı hikayelik bu toplamda; karlar, şömineler, milyonerler, yazarlar, yemek ziyafetleri ve bir Agatha Christie kitabından beklentiniz ne ise hepsi ağız sulandıran bir sofra gibi karşımızda. Hayatın epeydir üstümüze çöken karanlığından Miss Marple’ın zekası ve merakıyla kurtulmak istemeyen çıkar mı?
Hâlâ Zamanımız Varken (Josie Silver )
Yılın bu zamanları en entelektüel arkadaşlarım, birbirine -muhakkak- kar altında aşık olan iki zıt insanın mutlulukla dolu filmlerini izliyor, artık hafif balık etli ve kendiyle barışık gibi duran Lindsay Lohan’a içleri ısınıyor. Her yazdığı çok satan Josie Silver da tam bu formülle, ikna olmasanız da pekâlâ yılın bu döneminde “neden olmasın ki?” hissiyle okunup mutlu olunan kitaplar yazıyor. Türkçesi Hâlâ Zamanımız Varken olsa da orijinal ismiyle One Day in December; karlı bir gecede, buğulu bir otobüs camından göz göze gelinen ve ilk görüşte aşkın peşine düşülen bir kış hikâyesi. Birbirlerini arasalar da bulamayan aşıklar, bir başka Noel gecesi buluşuyor. Ama bu kez biri diğerinin en yakın arkadaşının sevgilisi... Yıllar geçiyor, kalpler kırılıyor ama aşk baki kalıyor. Hâlâ zamanınız varken okursunuz bence.
Comments